14 Temmuz 2010 Çarşamba

HERKESİN BAHANESİ YA DA DÜNYA KUPASI SEN BİZİM HERŞEYİMİZSİN...


Pek değerli Takibanalar...

Neredeyse uç aydır, hatta benim dönem ödevimi saymazsak 4 aydır bloğa en ufak bir katkının yapılmayışı aklın ve izanın her seviyesinde, davaya(şayet bir davamız varsa...var mı lan?) ihanettir!

Ki bu süreçte takibana yönetici kadrosu tam kadro(Mehmet hariç!) gayet köklü değişimler yaşamıştır. Bu değişiklikleri bu arkadaşların her birisi(evet, ben dahil!) bahane edecektir suskunluğuna. Bu bahane olabiliritesinin, bu kaypak sahipliğin verdiği aynı şekilde kaypak rahatlık birimize bir gün batacaktı elbette ve o gün geldi; bu bana battı dostlar!!!

Nasıl olur da bir türlü kendimize gelemeyip ayları heba ettik? Nasıl oldu da postmodern yastıklarımızdan yalancı ağlama duvarları ördük kendimize; nasıl oldu da unuttuk bizi biz yapan tutkuyu?!


Şiire şimdilik ara veriyoruz...

Değerli Gaso dostumuz, Türkiye'nin 'güzide' bankalarından birinde fiyakalı(bence!) bir işe girmiş, işinin gereği olarak da yurdun neredeyse 30 ilini 4-5 ayda dolaşmış; yolların ve sermayenin hükmünde de olsa emekçi bir hayat sürmeye başlamış ve bir takibana olmasından mütevellit henüz 5. ayında Türkiye'de yılın elemanı seçilmiş, bunun sonucu olarak da bankanın Gaso adını gökteki bir yıldıza vermesiyle ödüllendirilmiş(fena halde gururluyuz! ve fakat bankanın bu absürd ödül anlayışını hala yemiş değiliz!), şu anda da Kars'ta, işini icra etmektedirç Sevgilerimizi sunuyoruz...Lakin! Gittiği her otelin her odasında kablosuz internet erişim imkanı bulunduğu gün gibi ortadadır! Ve, Uğur Meleke'yi sağ cebine, Feyyaz Uçar'ı sol cebine, resmi yorumcu Ömer Abi'yi ise arka cebine koyacak denli bir dünya kupaları tarihi uzmanı olan; sadece Tanıl Bora'yı rakip edebileceğimiz Gaso dostumuz; 65 maçlık serisiyle son 25 yılın en güzeli olduğu kanımca şüphe götürmez Güney Afrıka 2010 üzerine hiçbir yorum yapmamıştır; kamuoyu bu duruma elbette ki kızgındır!
Gaso'yu göreve çağırıyoruz behemhal!

Haso kardeşimiz... 4 Ay öncesine kadarın yiğit eleştirmeni; engizisyondan ılham almıs yargı dinamizmi ve Hitler'in propaganda baskanı Goebbels'in 'hersey mubahtır, yeter kı halk inansın' mottosunu ilke edinerek, saydırmadık takibana bırakmamış, sayısız darbe girisiminin sırılsıklam imzalı sahibi Haso kardeşimiz...Evet, her nasılsa O da...evet, yurdumuzun nadide bankalarından birinde çalışmaya başlamıştır; Antalya'da 5 yıldılı otelde, Izmir'de 5 yıldızlı motelde akıldışı insan ilişkileri eğitimleri(!) aldıktan sonra, bu kardeşimiz de Amerika'dan(benim tarafımdan) edindiği ultra kaliteli beyaz gömleği, abisinin(benim efendim) düğününden kalma takımı ve kravatıyla(Haso'nun giydireniyim adeta.), birkaç gün öncesinde kendisini hasta eden klimanın o kokusu çıkmıö derecede kapitalistik mekanında çalışmaya başlamış, ilk maaşı ile Amerika'dan(Evet evet, doğru tahmın, bendenız efendım!) sipariş ettiği uçaktan bozma Dell Studıo 17*4GB ram, 500 GB harddisk, 2.26 Ghz core duo...dizüstü bilgisayarını edinmiş ve sınırsız kablosuz internet erişimine rağmen en ufak bir güncelleme...yapmamıştır! Göreve çağırıyoruz efendim; derhal!

Taso bacınız(sizin!), master bitirme projesi ile gözlerimin önünde hergün biraz daha kafa karıştırıcı şekilde cereyan eden(bana öyle yansıyan) mide problemleri çekmektedir, projesi için her gün sabah 5-7 arası bir saate kadar matematiksel denklemler ve programlar ile mücadele etmektedir; O'na şimdilik dokunmuyoruz, torpilli!

CS hocamız...Londraidan yurda dönüşte adını şimdi hatırlayamadığım ve sırf buraya yazmak için google dan aratmak istemediğim, hadi sallayayım: Efololojokul(?!) adlı yanardağ felaketinin uçuş iptaline takılmış, bizi tedirgin etmiştir. Londra,ya geri dönmüştür, fakat bendeniz kendisine yaklaşık bir aydır hiçbir kanalla ulaşamamışımdır, nedenini anlayamamaktayımdır, bu durumdan rahatsızımdır. CSiyi geri istemekteyizdir...

Coshua kardeşimiz trompet çalışmaları ile aylarca uğraşmış ve sonra beyaz bahriyeli üniformasıyla trompet çalmıştır. Tabii ki bu, bahaneler arasında kuşkusuz en tırt olanıdır, yorumu okuyucuya bırakıp Coshua'yı göreve davet etmekteyizdir...

Nokta kardeşimize gelince...Nokta kardeşimizin CS gibş ortadan kaybolmamasına rağmen tarafımızca bilinen en ufak bir bahanesi yoktur dostlar! Nokta kardeşimiz, "KALEM" dergisinin 'Yalnızlık' sayısının matbaa sürecinde kameralarımıza yakalandığı atletli ve gözlüklü, göbeğini kaşıyan fotoğrafıyla bu sitede afişe edilmemek istiyorsa bir hafta içinde bir yazı girmek durumundadır! Fotoğraf bendedir!


Ve ben...Dostlar, burada gerçek bir bahanesi olan bir tek ben varım(tahmın edebileceğiniz üzere)...Uzun hikayedir; doğru dürüst bir çaba gösterip, üniversitenin Sosyoloji bölümünden master kabulu ve asıstanlık almısızdır; 4 ayda 4.00 ortalama ile sosyoloji lisanslı 9 kişinin arasında birinci olmuşuzduri 13 tane essay yazmışızdır, bir tane tamamen arapça senaryo yazıp Haso'ya yollamışızdır(çekilmiş, kurgu aşamasına girmiştir), bir başka kısa film senaryosunu burada, bu Amerikan kasabasında çekmek üzere yazmış, önümüzdeki cumartesiyi beklemekteyizdir. Üç yeni öykü yazmışızdır. E tabii ki dünya kupasıinın en azından 40 maçını izlemişizdir. Daha ne yapalımdır? En azından Takibanist diriliş çağrısını yapmamdan ötürü, masumumdur...


Hepinizi "Viva Takibana, Vamos Takibana!!!" diyerek selamlar, gözlerinizden öperim...



Kaso

Clemson, SC, USA

1 yorum:

erol dedi ki...

Bu güzel yazıya, yazıda isimleri geçen arkadaşların halen yorum yazmamış olmalarını şiddetle kınıyorum. Ayrıca başarın için seni tebrik ediyorum Kemal abi. Taso bacımı da selamlar.

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..