31 Aralık 2009 Perşembe

2009 un SONDAN BİR SONRAKİ YAZISI

Koca 2009 yılını 61 yazı ile tamamlamanın mutluluğu içinde 2010 yılına merhaba diyeceğiz. tabii yılın 61. dakikasında herhangi bir konfetili, meşaleli 61. dakika şovu veya kolbastı organize etmedik, bize yakışmaz, ama bu başarının küçük mütevazi bir kutlamasını kendi aramızda yapacağız.Ankara ve izmirden South Carolina'ya, Londa ve İstanbuldan Mogadişu' ya bütün takibana' lar 2010 yılında takibana ruhunun toplumun tüm tabakalarını daha fazla sirayet etmesi için terinin son damlasına kadar klavyelerine saldıracak.

2010 daha bereketli olacak dedik, daha çok yazı gireceğiz ve tüm takibana dostlarının buluşma noktası olarak kalmaya devam edeceğiz. daha çok yazı demek daha çok insana ulaşmak demektir. Son olarak Atilla ilhan' ın dediği gibi "Çoğu zaman üç beş kişi için yazdığımızı sanırız, onlar bizi okumazlar. Asıl seslendiklerimiz, hiçbir zaman tanımayacağımız, başka üç beş kişidir."

Mutlu Yıllar Takibana Dostları
Happy New Year Tachibana Friends
Sentim Börki el-ıhvan ye Tekibana

2009'un son yazısı

Zaman 2009 yılının sonu; karmakarışık her şey..

Zaman 2010 yılının başı; nasıl toparlanacak her şey..

Her şey havada asılı kaldı sanki. Bu yıl da çok çabuk bitti. Yaptıklarımız, yapamadıklarımız, söylediklerimiz, söyleyemediklerimiz, duyduklarımız; ne çok şey geçti aslında ama şimdi düşününce çok kısa sürdü her şey. Daha dün gibi yazın köyümde(artvin-macahel köyü ki her mevsim yağışlıdır) ayaklarımı uzatıp mis gibi yağmur kokusuyla balkondaki divanın üstünde düşündüklerim, daha dün değişti düşüncelerim..

Hep aynı soru yeni yıla girerken “nasıl geçti 2009?” ve “neler getirecek 2010?”. Çok şey geliyor akıla böyle sorunca, çok şey değişti tabi 2009’da ama benim aklıma ilk değişmeyen şeyler geliyor ve gülümsetiyor beni. Her şey değişir tabi ama “people don’t change” ve ben de hayatımdaki ‘değişmeyen insanlar’ı seviyorum.

Ve ölüm geliyor yine sessiz sessiz, yılın başında, ortasında, sonunda, her zaman ‘ben buradayım’ diyor. Her yakın ölüm sevdiklerinin ölümünü hatırlatıyor kendi ölümünden çok. Garip geliyor daha dün el salladığın insan bundan sonra yok. Her gün eve girerken görürdüm yan dairede pencerenin dibindeki divanında yatıyor olurdu yaşlı amca,el sallardı bana ve gülümserdi, ben yine her gün eve girerken penceresine bakacağım bu sefer perdeler kapalı olacak, hüzünleneceğim, bir süre sonra da belki de hiç var olmamış gibi gelecek. Hüzünlü bitiyor yıl..
…………….............

Yapılacak ve söylenecek çok şey var yeni yılda, başta bu yazıyı bitirmek, Takibana’nın yeniliklerine yenilik katmak, daha çok yazıyla daha çok fikir paylaşmak ve Bayan Takibana takipçileri artık sizin de sesinizi duymak.

Sevinçlerle başlasın yeni yıl..

özlm

29 Aralık 2009 Salı

Takibanist Açılım 2010'a Damgasını Vuracak!


--İş bu haber; Takibana Production adına bir bildiri niteliğindedir..--

2009 yılında internet alemine bomba gibi giriş yapan Takibana Production, bereketli geçen iki ay sonunda, kimi yazarların gündelik mesuliyetleri sebep göstererek blog'a karşı ilgisiz kalmasıyla rehavet sürecine girmiş, başyazarların çabalarıyla ve kemik okuyucu kadrosuyla ayakta kalmayı başarmıştır..

28 Aralık 2009 Pazartesi

İKTİSAT BİLİMİ ÜZERİNE-1

Değerli dostlar; bu yazımda izninizle bir iktisat bölümü öğrencisi olarak, iktisat biliminin içinde bulunduğu çıkmazdan ve iktisat öğrencilerinin bu çıkmazda nasıl boğulduklarından bahsetmek istiyorum.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Tıkanmışlıklarımız ve +2000 Üzerine


Blogun ilk halini hatırlıyorum da, 2 yazar ve 0 ( sıfır ) okuyucusuyla birlikte, emeklemeyi yeni bırakıp yürümek isteyen bir çocuğun heyecanı ve çabası içerisinde kendimizi var etme mücadelesi veriyorduk. Yaşadığımız ülkenin gerçeklikleri ve kapitalist düzenin boyunduruğunda yaşamanın güçlükleri arasında emekleme dönemini atlatıp ayaklanma dönemine girmemiz uzun bir süreci kapsadı. Bir yandan memleketin içerisinde bulunduğu iktisadi ve içtimai bunalımlar bizleri bunları dile getirmek için zorlarken, öte yandan bu bunalımın yarattığı hezeyan, bizleri hiçbir şey yapmamaya zorluyor ve yılgınlığa itiyordu. Tiksinmişliklerimiz kırgınlıklara yol açarken tıkanmışlıklarımızı tetikliyordu.

Bu durum kimi zaman kısa süreli durgunluk dönemlerine yol açsa da, kitlelerin bloga göstermiş olduğu ilgi ve takibanasayardaki ziyaretçi patlaması siteyi sürekli güncel tutma zorunluluğunu beraberinde getiriyordu. Özellikle en çok hasonun çabalarıyla takibanist mücadele ve ayaklanma hiçbir zaman dinmedi ve her yazı sahibinin katkısıyla site güncelliğini sürekli korumayı başardı. Bugün her biri sadece kendi alanında değil, her alanda söz sahibi olabilecek kadar donanımlı yazar kadrosuyla takibana üretmeye ve ziyaretçi rekorlarını kırmaya devam ediyor. ( yazı yayına hazırlandığı sırada güncel ziyaretçi sayısı 2.080 di ). Bu küçümsenmemesi gereken önemli bir başarıdır ve tesadüf değildir. Bizler memleketin ve dünyanın bozuk düzenine karşı yazılarımızla haykırmaya devam edeceğiz. Çünkü bu memleket bizim, bu dünya bizim, bu cehennem bu cennet bizim…

19 Aralık 2009 Cumartesi

yağmurla gelen - 2...


Kariyerimin zirvesindeydim...
Yazı yazdığım, fikirlerimi paylaştığım, kısmen de olsa hayatımı adadığım bloga hergün birlerce(1) hatta onbirlerce (11) insan akın ediyor, bizi çıldırasıya takip ediyorlardı. Korkuyordum ve bu korkumu blogun, gölgede kalan diğer yazarlarıyla paylaşıyordum. ama blog işi gönül işi özdeyişinden bihaber olan bu yazarlar, bu korkumu anlamıyor ve zafer sarhoşluğuna devam ediyorlardı. aylardan eylül, bilemedin kasım'dı. büyük bir özveriyle yazdığım ve doğal olarak kamuoyunu derinden sarsan, kasabaları çalkalayan "Takibana'da Takilbana şoku" adlı eserim, takibana içinde zelzelelere neden olmuş ve hemen ardını artçı şoklara bırakmıştı. blog yazarlarının veya yakınlarının özel hayatlarından çok çarpıcı kesitlerin yer aldığı bu haberden sonra uykularım bölünmüş noktazan deyince russian women'i, coshua deyince ebru gündeş'i ve bilimum kişi veya durumları anımsar olmuştum. yine öyle bir gündü...

12 Aralık 2009 Cumartesi

GILLA'YA MEKTUP...

Ve Gilla...bizim oralar da ayni guzel kardesim; nedense soyle baslamak geliyor icimden: bizi soracak olursan...biz de sizin gibi, size dusman diyenler gibi, size dusman diyenlere dusman diyenler gibi, buradakiler gibi, her yerde yer edinebilmisler gibi; hepimiz ama hepimiz, tarihi yazanlar gibi manyagiz...
Buyuz, bu saniyoruz; bununla olacak, bununla surecek saniyoruz...

10 Aralık 2009 Perşembe

yağmurla gelen...


kasvetli bir gündü...
Sırılsıklam ve gözlük camlarım buğulu halde o an benimmiş gibi görünen ama pek de tanıdık gelmeyen evimin kapısını açmak üzere cebimden anahtarlarımı çıkardım. anahtarı deliğe soktuğumda bir an, her zaman yaptığım ama neden yaptığıma dair hiç bir fikrimin olmadığı gibi

"ne olacak lan bu fenerbahçe'nin hali_?"

diye düşündüm.

8 Aralık 2009 Salı

Oldurme Uzerine Kisa Bir Not...

Hic bir oldurme hakli degildir, masum degildir; surecin getirisi degildir, yan etki degildir, zorunlu ve niyetlenilmeyen sonuc degildir; her oldurme cinayettir.
Her oldurmeyi oldurulenin bakisindan gormedikce cinayetler arasi muhasebe dansi oynanir o bildik, seytanlarin dans ettigi 'igne'nin ucunda.

5 Aralık 2009 Cumartesi

GERİCİ HAREKET İÇİNDE KADINLAR


Kadınlar, her birinde farklı biçimde konumlansalar da toplumsal hareketlerin temel dinamiklerinden biridir. Örneğin Türkiye solu kadın militanlığının yaygınlaşmasıyla daha özgün duyarlılıklar kazanırken, Kürt halkının mücadelesi ise kadının özgürleşme mücadelesi ile el ele gitmiş ve hareketin özgün bir karakter kazanmasında etkili olmuştur.

22 Kasım 2009 Pazar

CAMLAR KIRILIYOR


Dört tarafı camdan bir odadaydık hep biz. Camlar arada buğulanırdı tabi ama bir araya gelince yine pırıl pırıl olurdu. Camlar hep temizdi, aydınlıktı, her şey görünürdü bakınca. Şimdi camlar kırılıyor, kulaklarımda kırılma sesleri sürekli… Kim gelip temizleyecek yerdeki cam kırıntılarını? Hangimiz tekrar takabilir camları yerine? Eski haline getirebilir miyiz odamızı?
Benciliz. Yaşadığımız her an bencilliklerle dolu. Sırf başkası, tanıdık tanımadık ”ben” dışında herhangi biri, için herhangi bir şey yapan kim var? Vicdanını rahatlatmak için değil, sana kötü davranmasın diye değil, sevilmek beğenilmek için değil, sevap kazanmak için değil, “işime yarar bir gün” diye değil saf iyilikle kendi zararına bile olsa bir şeyler yapan insanlar yok mu artık? Ne zaman kayboldu masumiyetimiz, yoksa masum olmadık mı hiç, hiçbirimiz?
Gazete haberleri, duyduklarımız, içinde bulunduklarımız her geçen gün daha da inanılmaz olaylar yaşanıyor çevremizde. Yazmak bile istemediğim olayları başka türlü açıklayamıyorum; insanlar akıllarını kaybediyorlar artık, düşünmüyorlar, hatırlamıyorlar. Sadece o anki tatminini düşünüyor bencil insanlar ve diğer bencil insanlar da dışarıdan bakıp biraz üzülüp unutuyorlar olanları. Bencillik kaplamış insan beynini, insan da beyniyle hareket eden bir varlıksa her şey ortada.
Biraz kafamızı kaldırmamız gerek artık, Dünya’da neler oluyor diye bakmamız, sesimizi sadece kendimiz duyacak kadar değil de herkese duyuracak kadar çıkarmamız gerek. Çok daha fazla önemsemek gerek olanları, yaşadığımız pembe dizi değil her şey gerçek, insanlar gerçekten üzülüyor, yıkılıyor, gözyaşları gerçek, ölenler gerçekten ölüyor, resimlerdeki çocuk yüzleri gerçek. Beynimizde temiz yerler mutlaka kalmıştır, gayret edersek saf kötülüğümüzden işe yarar bir şeyler çıkarabiliriz.
Artık bir yerden başla insanlık!
Umutla…

özlm..

10 Kasım 2009 Salı

BİRAZ DA YİYELİM: "Lahme Bissayniy"



İzmir - Farkındayım evet... şimdi bir çoğunuz diyecektir ki "adam o kadar filmin haberini verdi, nerden çıktı bu yemek tarifi_? neler oluyor_? acaba... yoksa... aman tanrım!!".
Hayır! "acaba... ve yoksa..." ile neyi kastettiğinizi bilmiyorum ama lahme bissayniy asla sadece lahme bissayniy değildir!

6 Kasım 2009 Cuma

Takibana'da Bir Hayalet Dolasiyor...


Durup durup dert yaniyoruz bize biraktiklari bu enkaz cagdan; adaletsizlikten, katledilen dogadan, savasin burnumuzun dibinden ayrilmayan kokusundan, bencillikten, yabancilasmadan, zulumden, yoksulluktan...Gayet hakli olarak dert yaniyoruz, sikayet ediyoruz, elestiriyoruz. Dert yandigimiz, yakindigimiz tum bu kavram-durumlar da gemi aziya almis gibi gelisen teknolojiyle insan yasayisina ve iletisimine daha cok entegre oluyor, daha cok bulandiriyor gorusumuzu...

3 Kasım 2009 Salı

Takibana toplumun aynasıdır...


Yanıma Nokta arkadaşımı alıp Ankara’ dan İstanbul’ a doğru yola çıktık. Bir röportaj yapma umuduyla birlikte soluğu ünlülerin buluşma mekanı olan tarihi çiçek pasajında aldık. Birçok ünlüye rastlamadık değil. Kimler yoktu ki….

2 Kasım 2009 Pazartesi

insan'a çağrı

......


insanı hayvandan ve diğer varlıklardan ayıran şey, bir beyninin olması değil, o beynin kıvrımlarında "bilinç" denen hastalığı taşıyor olması.

1 Kasım 2009 Pazar

NEFES ALAMIYORUM...

Değerli dostlar; yaşadığımız zaman itibariyle doğa sorunları hem doğayı hem de insanlığı ciddi anlamda etkileyecek son derece tehlikeli boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu tehlikenin boyutlarıyla birlikte insanlığın geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini söyleyebiliriz. Kapitalistlerin, kapitalistlerin emirleri altında çalışan satılmış bilim adamlarının bu doğa tahribatlarını teknoloji, daha müreffeh bir dünya, daha güzel bir gelecek safsataları altında meşrulaştırma çabaları hat safhadadır.

28 Ekim 2009 Çarşamba

Çekimler Tamamlanmak Üzere, Ordaysan Ses Ver!


İzmir - Blog aracılığıyla Ekim ayı içerisinde tamamlanacağını duyurduğum (kendi adıma) üçüncü kısa metraj denemem "Herkes Herşeyin Farkında"; sağlık problemleri (oyunculardan birinin ameliyat olması), iklimsel problemler (3 defa çekim kararı vermeme rağmen havanın kapalı olması. bilindiği gibi başta spot ışık olmak üzere hiçbir ekipmana sahip değilim) ve zaman uyuşmazlığı vs. aksaklıklar nedeniyle biraz sarktı.
Ama tüm bu sorunlara rağmen dün gece itibariyle, aniden çekime karar verildi ve bugün öğle saatlerinde ilk "kayıt" sesi Bornova'nın yedi katlı bir apartmanından kısık halde verildi.

27 Ekim 2009 Salı

Hava Kurşun Gibi Ağır!

fenerbahçe-galatasaray maçı sonrası...bir yerler...kamera bir çifti çekiyor.fenerbahçe formasıyla bayan,elindeki atkıyı havaya kaldırmış,gülümseyerek kameraya bakıyor.yanındaki adam da sevgilisi,arkadaşı her neyiyse kadının yanında durmuş,gülümseyerek kameraya bakıyor.

23 Ekim 2009 Cuma

İTİRAFLAR...


"Açgözlülük ve rekabet insan tabiatının sonucu değildir... Açgözlülük ve kıtlık korkusu aslında yaratılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Bunun sonucu, hayatta kalabilmek için birbirimizle kavga etmemizdir..." Bernard Liertaer(Avrupa Birliği para sisteminin kurucusu).

22 Ekim 2009 Perşembe

GÜNEŞİ TUTAN BENİM!


(Bu merhaba yazım kısa olacak ,hastayım ama yazmalıyım çünkü ültimatomlar arttı kovulacağım, Gaso’dan daha fazla kaçamam..(Hastalığım nasıl başlamıştı? Hatırlamıyorum)).

Sessiz protestolarla başladı Takibana benim için... Sonra konuşmalar, sonra yoğun tartışmalar ve sonunda buradayım.
Bu yazı; bir başlık bularak başladı. Haso’yla tanışmam da ondan bir yazı alarak başlamıştı. Konuyla ilgisi yok ama; olsun...
Takibana Kardeşleri ilk Tusubasa'da duydum (hikayesini Kaso’nun yazısından öğrendim. Ve Haso, geç de olsa Tusubasa hakkında söylediklerimi geri alıyorum, hayatınızın anlamı olduğunu bilmiyordum.).
Evde, hasta, bilgisayarımın başında, başlangıçları düşünüyorum. Her şey güzel başlamıyor tabi ki ama en azından başlıyor. Bayan Takibanalılar; erkek yazarların egemenliğindeki bu bloğa bir başlangıç yapıyorum, sizleri de bekliyorum!

“-Hiçbir şey hakkında konuşursak, hiçbir şey değişmez.
- Zaman her şeyi değiştirir.
- İnsanlar böyle söylerler. Ama doğru değildir. Bir şeyler yapmak bir şeyleri değiştirir. Bir şey yapmamak her şeyi oldukları gibi bırakır.”

Dr.House


Güneşi tutan benim, yeniliklerle geldim, yeniliklerle burada olacağım.
Gaso teşekkürler, Haso sen geç kaldın, m.zan sana sözüm yok..

...özo...

19 Ekim 2009 Pazartesi

Ghawar ile Şarlo'nun ortak kaygısı ve çıplak sesler üzerine



"hepiniz haklısınız... her birinizin bir ideolojisi var...tek hatalı olan fakir vatandaştır!
tamam; ben onun yanındayım!
çünkü o fakir ve kaybetmeye mahkumdur benim gibi!
eğer üşüyorsa ben onun giysisiyimdir. hastaysa ilacı,
yaşlıysa bastonuyumdur!
yalın ayak geziyorsa ayakkabısıyımdır onun!
çünkü; o benim aslımdır,
kralım ve annemin yadigarıdır!" (Arapçasından çeviri: haso)

der Şam doğumlu ve Suriye'nin gelmiş geçmiş en büyük sanatçısı, muhalif sesi, komedyeni Ghawar Al-Toshe. 1934 doğumlu Ghawar televizyon dünyasında ilk işi olan Sahret Dimashq (Şam Geceleri) programından sonra yaptığı tüm film, tiyatro ve televizyon programlarını yazmış, yönetmiş ve hepsinde başrol olarak oynamış bir efsane olarak görsel sanatlar tarihine adını yazdırmıştır.

14 Ekim 2009 Çarşamba

güzelleme



pabucum


ayağımda durursun
beni taştan korursun
eski püsküsün amma
can evimden vurursun

hoy da canım cizlevit
seni bilmez tikiler
ananı da al da git
yoksa öper takkiler

bağcığını bağlarım
sen olmazsan ağlarım
nerde policik görsem
tabanları yağlarım

hopla da gel kundura
seni giymez coniler
gönül ister kondura
konuşurken caniler

boşa koydum almeyo
buşa attım olmeyo
hipperaktif pabucum
hiç yerinde durmeyo

hele hele konversim
hafif gelirsin ele
ayemefe yakışmaz
şurdan bi nayk uzat hele



ya-tak


...................................


değerli dostlar,

okuduğunuz şiir, hikayeleri darbeci takibana elitlerinin (bkz. özellikle gaso) spekülatif yazılarıyla yarıda kalan yabanali ve takip ana'nın 4.G* tekolojisiyle bana ve tüm takibana halkına ilettiği uzun mektubun başında yer almaktadır.

paylaşmaktan onur duyduğumu belirtmek isterim.

cs.



* 4. G = ne sandınız, "güvercin" tabii !...

12 Ekim 2009 Pazartesi

TEŞEKKÜRLER MOGADİŞU

Ankara - Gün geçmiyor ki internet dünyası yeni bir başarımızı yeni bir rekorumuzu alkışlamasın sevgili Takibana dostları. Bu defa haberimiz çok uzaklardan geldi. Yıllarca kimselerin gitmediği, gitse de görmediği, görse de dokunamadığı, yıllardır iç savaşın pençesinde acılar çeken ve yeni toparlanmaya çalışan bir ülke olan Somali' den. Somali'nin başkenti Mogadişu' dan.

sitemize 700. ziyaretçinin şerefine yeni bir uygulama eklemek isteyen yöneticilerimiz "Online users" sistemini hizmetinize sundu. bu hizmetin uygulamaya girmesinden dakikalar sonra hoş bir sürprizle karşılaştık. Evet Mogadişu' dan sitemize giriş yapılmıştı. ki bu da Takibana Production'u Somali' nin en çok ziyaret edilen internet siteleri klasmanında zirveye çıkarıyordu. 3g teknolojisinin g' sinin bile daha ayak basmadığı, Elektriğin dahi henüz girmediği bir ülke olan Somali' de sitemize nasıl giriş yapıldığı anlaşılamamıştır. Bizden İsimlerini vermememizi ısrarla rica eden, telefonla ulaştığımız google çalışanlarından sevgili dostlarımız Brad ve Metin, kendilerinin bu ülkede henüz iş yapamadıklarını üzülerek belirttiler.

Evett Mogadişu' lu kardeşim sözüm sana... Umarım sitemizde bulunduğun zaman içerisinde keyif almışsındır. Umarız sadece sana bile olsa savaşın ve yoksulluğun acılarını bir an olsun unutturabilmişizdir. Yoksulluğun ve açlığın yaşandığı bölgenizde Takibanist öğretinin yayılması, evrenselliği ve yapıcılığının sizlere huzur vermesi temennisi ile ...

Not : İş bu haberin haber değeri taşıyıp taşımadığına karar veremedik ama insanlık adına böylesine bir gelişme karşısında vicdanı olan herkes küçükte olsa bir mutluluk hisseder diye düşündük ve sizlerle paylaşmaya karar verdik. Teşekkürler dünyamızın kara kıtasındaki tertemiz yürekli güzel insanlar , Teşekkürler dünyamızın binbir çiçekli bahçesi çöl kaplanı Afrika...

Çok ciddi Not : Afrika' da yaşananlar tüm insanlığın ayıbıdır.

9 Ekim 2009 Cuma

GASO'nun Hikayesidir...

-9 Ekim 1982, Antakya-
Kafasi iyi bir yagmur pervasizca dovmekteydi kiremit dami; gok, cigrindan cikmisti sesini duyurmak icin.

8 Ekim 2009 Perşembe

Once C.S.ye, Sonra Hepinize Cok Acik, Neredeyse Pornografik Mektup


Sevgili dostum, degerli hocam, guzel kardesim C.S.

Sukur ki senin elinden yogun yazilar geciyor elimize ve de gelecek olanlari merakla bekliyoruz da.

Derim ki; -bu noktadan itibaren C.S. butun vatandir; C.S. halktir dostlar, hepiniz dinleyiniz- ABD ellerinde bilincimi tesevvuse ugratan bir gozlemimle sarsilmisim ki Attila usta da anlatamaz bu sarsilmayi; Konur sokaginin yarisi kadar bir dergi reyonu dusun(abartiyor olabilirim, Taso'cugumun incelikli tespitiyle siz bunu kok uce bolmelisiniz:S); yani coook uzun bir dergi reyonu ve dergi ler kategorilere gore dizilmis. efendim, "diyet", "sport kadin", "sport erkek", "otomobil", "vucut gelistirme", "Kedi bakimi"..."Sac ve Tirnak", "Makyaj", "Silah", "Icki"... seklinde dizilmis onlarca bu minvalde dergi kategorisi. Ve evet, tahmin ettiginiz uzere "Edebiyat", "Felsefe", "Tarih", "Politika"...yok dostlar, yeminlen yok, yooookkkkk; saydigim o kategorilerden ve aklima gelmeyenlerden en az on beser farkli dergi var(en az); bunlardan ise ne kategori var ne de bir tane! Merak ettim saha arastirmasi yapti; koca sehirde yok; hic bir alisveris merkezinde yok...yok:S yok!!!!!!!

"biz üç kişiydik"... yakında! çok yakında!




" o akşam bir kez daha hissettim ki, yalnızlık, asıl, kalabalıklar içinde yalnızlıktır..." cs


- cs, bir çözülmenin ikayesini anlatıyor; hem de ne anlatma... bir çırpıda okudum, hem de ne okuma.... "sarsıla sarsıla..."
/a. ilhan

6 Ekim 2009 Salı

TAKİBANALARA ÇAĞRI


En yenisinden en kıdemlisine,en sakininden en heyecanlısına, en tembelinden en çalışkanına, en vurdumduymazından en sorumlusuna, en hümanistinden en militaristine tüm takibanalara merhaba... Değerli dostlar, biz bu yola başlarken, TAKİBANİZMİN sistem üstü bir hareket olduğu, dolayısıyla bundan sonra çizeceğimiz yolda TAKİBANİZM adına bütün ideolojileri, içinde bulunduğumuz yüzyıldan bize sirayet eden bütün düşünceleri, tüm feodal kalıntıları, kısacası ruhani ve cismani herşeyi bir kenara koymanın ehemmiyetinden bahsettik. nitekim TAKİBANİZMİ yaşam felsefesi, yaşam biçimi olarak addeden herkes bu konuda hassasiyet gösterdi.

CS'den Basın Açıklaması...

cs'den basın açıklaması:

" ...

değerli basın mensupları, sayın bir kısım medya köşebaşları, kıymetli misa firler...

beni, bu elim ve vahim açıklamayı yapmaya iten neden, tahmin ettiğiniz üzere ne iç siyasal dengeler, ne dış konjonktür ne de dünyanın çok mühim meselelerinden herhangi biridir.

İSTEDİM VERMEDİLER,SEN DENİZCİSİN DEDİLER


Somewhere-Pacific Ocean
Uzun bir aradan sonra tekrar "Merhaba!" sevgili takibanistler!
Öncelikle bu uzun aranın sebebini açıklamak gerek.Biliyorsunuz ki dış mihraklar her geçen gün daha farklı ve daha güçlü oyunlarla üstümüze gelmekte.Son olarak benim ebru gündeş'le bir ilişki içerisinde olduğum iddia edilmiş,hatta sağda solda osman tan erkır'ın kafasına fotoşopla benim kafam yerleştirilip ebruyla...pardon ebru gündeş'le sarmaş dolaş pozlarım yayınlanmıştı.Bu iddialar üzerine bayram sebebiyle bulunduğum ankara'da acilen bir toplantı yapıldı.Toplantı da gaso oralı olmamamız taraftarı olurken,nokta iddiaların hoşuna gittiğini bilhassa erkek fanlarımızdan övgüler alacak olmanın gururunu okşayacağını bildirdi.Nokta'nın bu densiz tavrına elbette yancı olmadım ve üstad gaso'yu dinleyerek satılmış medyanın allahından bulmasını dileyip sessizlikten yana oyumu kullandım.Bu yüzdendir ki sizleri çok şaşırtan iddialara karşı sessiz kaldık...Tepkimiz sessizliğimizdi...

Sari Kitaplara Karsi, Direnc ve Muhabbetle!!


Clemson, SC
Lafi fazla uzatmayacagim dostlar...gercekten uzatmayacagim, uzatacagimi sanmayin tekrar ettigim icin.
Size sansasyonel bir haber verecegim yalnizca;
Ben, Kemal Akoglu resmi nufus kayitli KASO dostunuz; sevgili oyku kardesim F.K. ile yillar once beraber yaptigimiz "Felek Frene Basinca" adli oykuden bu yana yazmakta bulundugum ilk mizah icerir oykum olan "Muhabbetin Ici" adli oykumu, her yerden once, herkesten once; burada, sizlerle paylasmaya karar verdim.
"Buna da Takibana ici Kultur Devrimi derler; senin kucuk sari kitabini da yerler maosetunk bozmasi!!!"
sloganiyla duyunuz beni dostlarim;
MUHABBETIN ICI
cok cok cok yakinda sizlerle, her yerden ve herkesten once, burada...
Derin humanist saygi ve sevgilerimle...hep sizin: Kaso

Anket

Takibana- Yol Hikayeleri II

...

yorgunluktan bitkin bir halde gidip kapıdaki yörük işi çardağa yığıldık. altımızda ve arkamızda kıl dokuma kilimler, hasır yastıklar; önümüzde ceviz işlemeli yemek tahtası üzerinde sacın üzerinden yeni inmiş, henüz buğusu üstünde sıcak, dolu dolu, yağlı gözlemeler, çam bardaklarda buz gibi olduğu titreyen köpüğünden anlaşılan ayran... rüyada gibiydik. hele teyze odun ateşinin üzerinde fokurdayan demliğin kapağını kaldırdığında, ortalığa yayılan teze çay kokusu genzimizi, göğsümüzü, bütün benliğimizi sarmış, deyim yerindeyse, yorgunluk, o anda uçup giden bir serçe yavrusuna dönüşüvermişti.

DARBE NEDİR VE KİME YAPILIR?

ankara- 1993 senesinin Antakya sıcağında 2 tirajla mecmua ve neşriyat dünyasına hasrettiğimiz, güldürü dünyasının mihenk taşı gırgır dergisinin arkasına almış olduğu rüzgarın da etkisiyle, aradan geçen 16 sene, burada yazmamıza engel olmadı . Devir çok değişmişti, zamanının düşsel ve yazınsal boyutunda hapsolmuş yapıtlarımızı artık görsel enstrumanlarla süsleyebiliyorduk. Sözünü ettiğim kısa filmler izlenme rekorlarını altüst ediyor, sayısız ödülleri birer birer topluyor, uluslararası platformda ülkemizi başarıyla temsil ediyordu...

takibana - yol hikayeleri

Ankara Takibana-

Tamam olur, olur da... "Bu kadar da olmaz kardeşim!" denecek türden bir haber geldi bizi buldu sayın blog fanları. Evet evet, yanlış okumuyorsunuz, haber ki elalem onun peşinde koşar; oysa o geldi bizi buldu. Hem de nerede...

5 Ekim 2009 Pazartesi

TAKİBANA BALKANLARDAN GELEN SOĞUK HAVA DALGASININ ETKİSİNDE Mİ?


İzmir- Eylül ayında fırtınalar estiren, açılım üstüne açılım, toplantı üstüne toplantı, yetmedi proje üstüne proje ile medya dünyası ve bilimum dünya medyasının ilgi odağı haline gelen, eylül ayını 20 günde bitirerek zamanı bükmeyi başaran ilk yapım şirketi ünvanını alan Takibana Production'da son zamanlarda yaşanan üretim kabızlığı ve iletişim sorunu akla dünyanın başbelası konumunda olan ve her daim haberlere konu olan Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgasını getirdi!

2 Ekim 2009 Cuma

"HERKES HERŞEYİN FARKINDA"


"Herkes Herşeyin Farkında"
Yazan/Yöneten : Hüseyin Akoğlu
Oyuncular : Ali Ulubay, Özlem Erten, Hüseyin Açıkgöz
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Akoğlu
Yapım Yılı : 2009
Tür : Kurmaca

Fragmanı izleyen arkadaşların yorumlarını bekliyoruz...

30 Eylül 2009 Çarşamba

TAKİBANİST HAREKET ENGELLENEMEZ!

Değerli dostlar; geçtiğimiz haftalarda dünya, takibanaların haksızlığa, adaletsizliğe, vurgunculuğa, bilimum bütün çirkefliklere karşı yaptıkları eylemlerle sarsıldı. Rusya' dan Amerika'ya, Norveç'ten Zimbabwe'ye, Şili'den Çin'e bütün dünya takibanaların çığlıklarıyla inledi. Temiz kalpli, saf, insanlığa hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bir avuç gencin başlatmış olduğu bu hareket, artık rahatlıkla söyleyebiliriz ki kitlesel bir harekete dönüşmüş bulunmaktadır. Çığ gibi büyüğen, eylemlerde sel olup akan bu kitleler bize gösterdi ki, insanlık adına hala bir umut var... Evet hala bir umut var dostlar. Umutsuzluğa kapıldığımız, yılgınlığa düştüğümüz, yenilgiyi kabullendiğimiz, dünyanın krizlerle çalkalandığı şu zamanlarda, artık herkesin sesini duyurabileceği bir hareket var. Hem bu hareket öyle bir hareket ki, bütün sistemlerin, bütün ideolojilerin, bütün düşüncelerin üstünde bir harekettir. Nitekim takibanist eylemler de ülkelerdeki yönetimlere hakim ideolojilere bakılmaksızın, haksızlığın olduğu her yerde yapıldı. Çünkü artık biliyoruz ki iyi ideoloji, kötü ideoloji yoktur. Sadece hakim sınıfların alt sınıfları ezmek adına kullandıkları ideolojiler vardır. EY İNSANLIK! bekle ve gör. Bekle ve gör ki yedi cihan takibanist hareketin ne olduğunu anlasın. Biz bu oyunu bozmaya geliyoruz, yaşanabilir olmaktan çıkarılan bu dünyayı tekrar yaşanabilir kılmaya geliyoruz, sınıflar arasındaki farkın hızlı artışına dur deyip, bu farkı yok etmeye geliyoruz, varlığımızı anlamlandırmaya geliyoruz... Bu çetrefilli yolda, insanlık adına her bedeli ödemeye göze almış bütün takibanaları, en takibanist duygu ve düşüncelerimle kucaklar, saygılarımı sunarım...

29 Eylül 2009 Salı

Takibanasayar 275 bastı!

Ankara - Haberimiz yayına hazırlandığı sırada takibanasayarımız 275' e vurmuş bulunuyordu. (kaydırma çubuğunu en alt hizaya getirmek sureti ile son sayıyı canlı seyretmek mümkün!)

İş bu noktada sıklıkla karşılaştığımız "abi sayfayı kapatıp açsak sayı artar mı?" , "hacı girip-çıkıom sayı değişmiyor sayaç bozulmuş mu?" , "bu sitemeter olayı nedir?" gibi takibanafanlarının bitmek tükenmek bilmeyen garip ve bir o kadar saçma sorularına yanıt vermek isteriz; takibanasayar öyle manyak bir sistem ki sadece yeni bilgisayardan girişleri algılayan son teknolojinin ürünüdür. yani aynı bilgisayardan 1 defa veya sonsuz defa girilse dahi, onun matematiksel değeri ve katkısı 1 (bir)' dir. sisteme ikinci defa giriş yapıldığında sayı artmamaktadır.

Bizleri 7 günde 275 sayısına ulaştıran siz sevgili takibana dostlarına bir kere daha teşekkür ederiz. sizlerle nice 275'lere...

27 Eylül 2009 Pazar

TAKİBANİST ENTERNASYONAL TOPLANTI---1

Her biri insanlık adına ayrı ayrı önem arzeden değerli takibanaprodoction kurucuları, yazarları, üyeleri ve bilimum yancılar( tam bu NOKTA'da izninizle hasoyu ayrı bir NOKTA'ya koyuyorum) hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum(bkz:tayyip erdoğan). Geçtiğimiz günlerde takibanizm rüzgarının da desteğiyle ilk enternasyonal toplantımızı hayalkırıklığının başkenti ankarada gerçekleştirmiz bulunmaktayız. optimist kararsız gaso, romantik komünist coshua, levazımcıların karaoğlanı örol ve gıda sorumlumuz maso toplantıya bizzat iştirak ettiler.

25 Eylül 2009 Cuma

Yeni Başlayanlar İçin "Çıkış Noktamız"


İzmir- Takibana kardeşlerin çıkış noktası... 43-46 saniye aralığında ayak ayağa veren kazuo-masao tachibana, kaso-gaso için ilham kaynağı olmuş; haso ekibe sonradan katılmıştır.
Gün geçtikçe daha da çok tanınan Takibana Production olarak bu ilginin daimi olmasını umuyoruz.
Kaptan Tsubasa Oozora, Genzo Wakabayashi, Taro Misaki, Kojiro Hyuga, Ryou Ishizaki, Kazuo-Masao Tachibana, Makoto Soda, Jun Misugi, Hikaru Matsuyama, Ken Wakashimazu, Nitta, Jito, Shingo, Mamoru Izawa, Hajime Taki, Teppei Kisugi, Sanae Nakazawa, Kumi Sugimoto ve tabii ki Roberto Hongo'dan oluşan seri'yi özleyenler;

CAPTAİN TSUBASA (ROAD TO 2002)


linkini tıklayarak (blogtan ayrılmamak şartıyla:p)
1. bölümden itibaren Türkçe altyazılı olarak orijinal sesiyle izleyebilirler...

24 Eylül 2009 Perşembe

Söylentilere "nokta" yı koyacağım...

Ankara - Haso tarafından hakkında yapılan çöp konteynırında yaşıyor, mutluluğu cafe işletmesinde buldu gibi şok iddalardan haberdar olduğunu açıklayan Takibana Production'ın iktisat tarihi ve siyaset bilimi uzmanı Nokta yaptığı açılamada; "bunu fırtına öncesi sessizlik olarak değerlendirebiliriz. yoğun bir biçimde karl Marx ve siyaset okumaları yapıyorum. Çok yakında "Takibanist Manifesto" yu sitemizde yayınlayacağım.Kesinlikle ideolojiler üstü bir sistem ve enternasyonal bir manifesto hazırlığı içerisindeyim. Tarih Takibanayı altın harflerle yazacak ve mücadelemiz bizi daha güçlü kılacak. çünkü mücadele güçlenmenin doğal yoludur..." şeklinde konuştu.

Nokta' ya bir destekte rakı masasında CS' den geldi!
Noktanın kendisine idol olarak gördüğü Cs' yi ise Londra seyahati öncesi içki masasında yakaladık. CS manifesto çalışmalarında nokta' ya hertürlü bilimsel ve düşünsel desteği koşulsuz vereceğini açıkladı... CS son olarak "bizim ilişkimizi Marx-engels, Edi-büdü veya Xavi-iniesta ilişkisine benzetmeyin. Biz rakı masasında memleket kurtarılabileceğinide ıspatlayacağız." şeklinde konuştu.
Gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz...

22 Eylül 2009 Salı

CLEMSON'DA TAKIBANA OLMAK


(Clemson, SC) Iki bucuk ay gibi komik bir suredir buradayim...
Her gune uyanmanin; uyanmadan once uyunmus geceyle alakasinin olmamasina alismak icin belki yeterli olan(cunku sevgili ulkemizde bitimsiz bir pembe dizidir gunler; itirazi olan?!) bu surede ikinci isimde, ikinci master(!)imda, ikinci evimdeyim. Buradaki en buyuk fark etrafinizdaki cogu seyi rahatca birdenbire degistirebilmeniz sanirim; dedigim gibi pembe diziyi andiran bir ulkeden gercekten sit-com bir ulkeye gectim sanki.

TAKİBANA'DA "TAKİLBANA" ŞOKU!

(fotoğrafı büyütmek için üzerine tıklayınız...)
izmir- Büyük bir hızla sanal aleme doluşan günümüz dünyasında; tartışmasız en saf, en radikal, en hümanist ve hatta en EN birlik olan TAKİBANA PRODUCTİON da sanal taklitçiliğin kurbanı oldu! "ülker-ilkler","sony-sqony-sunny", "facebook-facebox","yumatu-yummy" sendromlarından sonra TAKİLBANA ile sarsılan Takibana şok içinde!

19 Eylül 2009 Cumartesi

KAMERAMAN NOKTA AÇILIMI YANLIŞ ANLADI!


Resim Ekleİzmir(feat yenice)- Takibana Production'ın nıkta lakaplı kameramanı nokta; haso'nun tohumlarını serptiği, gaso'nun çapaladığı, kaso'nun suladığı, coshua'nın ise 'hani bana hadi baba' dediği "açılım" süreci sırasında, hatay/harbiye'de bir çöp bidonunun yanında bulunduktan ve günlerce yaşam mücadelesi verip CS'nin yoğun uğraşlarıyla hayata döndükten sonra Takibana'nın açılım kararını yanlış anlayarak Mersin/Yenice'de bir café açtı!

Kattu3a değil üstüpü Nedir?

Üstüpü - türk dil kurumu- : a. Gemi kalafatında, işliklerde, temizlik işlerinde, otomobilcilikte kullanılan didilmiş kendir: "üstüpü şakaya gelmez, yani bütün işin gücün üstüpü olacak." -Nazım Hikmet

Kattu3a - arabistan dil kurumu- :a. İplik atolyelerinde işlenen iplikten geriye kalan artık iplik yumakları."Ustam seslendi uzaktan oğlum topla kattu3aları" Cem Karaca

Sürekli söyledik Kattu3a değil üstüpü diye. çünkü bu basit bir slogan değil aynı zamanda takibana ruhunu yansıtan ve üyelerinin en küçük hücrelerine kadar nüfuz eden bir yaşam biçimidir. Kattu3a değil üstüpü Nedir? bu soru pek çok defa soruldu...

15 Eylül 2009 Salı

ROCKY'DEN SELAM VAR!

İstanbul/Ümraniye-Bu tarz haberlerin takibana amerika temsilcileri tarafından sizlere ulaştırılması gerekirdi ancak takibana büyüyor ve büyüdükçe sorunlar da büyüyor ve ve anladığım kadarıyla kimileri kalabalıktan yararlanıp gölgeler arasında saklanmayı,bir şeylerden fedakarlık etmeye tercih ediyor...Neyse suskunluğumla koyduğum tepkimi daha sonra dillendireceğim şimdi daha önemli olan haberimizin detaylarına geçelim.

TAKİBANA AÇILIMINA HALKIN YOĞUN İLGİSİ KARŞISINDA YÖNETİCİLER ŞAŞKIN!


İzmir
-
Geçtiğimiz günlerde şok bir kararla ve basın-yayın organlarına bir duyuru yapmaksızın halka arz edilen ve kararın yürürlüğe girdiği andan itibaren sitenin kilitlenmesine yol açacak kadar yoğun bir üye talebiyle karşılaşan takibana yöneticileri şaşkın!

14 Eylül 2009 Pazartesi

BIR SARKI VAR AKLIMDA; SOYLEMESI AYIP, SOZLERI KAYIP...

Sevgili kurucu kardeslerim Gaso ve Haso; sevgili master uyeler Taso, Nokta ve Coshua; sevgili gelecegin basbakani olmasi mecburilesen sair dost, duygu insani, toplumcu gercekci virtuoz CS dostum; hancerli cecen arkadasimiz, orol arkadas, ekonominin bekledigi insan Faso, gozlukler icin buradan da bin tesekkur Shumi ve bilumum uyeler; hepinize, Amerika kitasinin Antalya paraleli, New York meridyeninin kesisim noktasi tabir edebilecegimiz Clemson sehrinden kucak dolusu merhaba!!!
Derdimi, genelde yazma edimimin gerektirdiginin aksine, hic uzatmadan, yuvarlamadan soyleyecegim, soylemeliyim:

13 Eylül 2009 Pazar

LOGOYA DAIR

Sevgili Haso; bilmiyorum karar merciinde bulunmayan bir ben miydim ama bu logo kimin eseridir, cakma midir, gecici bir logo mudur?
Diyelim ki ustten inme darbecilik anlayisiyla gene "logo budur" ayarindasin; "N" harfinin "D" gibi gorunmesi biraz fazla antiestetik durmus; o konuda benim teklifim logo isinin Takibananin gelini sevgili ressam arkadasimiz Taso'nun insiyatifine verilmesidir... Bu teklifime destekleyecek bir takibana izleyici ordusu bulabilecegimi hepimiz biliyoruz...
Civabini bekliyciiz...

Takibana Production'u da google'da aramayın!


İzmir- Yıllardır internet dünyasında fırtına gibi esen blog çılgınlığına son noktayı koymaya hızla hazırlanan ve gün geçtikçe üye sayısı hızla çoğalan (13.09.2009 itibariyle 7 kişi!! -kaynak: A&G) Takibana production'un önünü her fırsatta kesmeye çalışan Google adlı dünyanın en büyük arama motoru en son icraatini Takibana Production'u görmezden gelerek gerçekleştiriyor!
Okuyucularımızın ve çılgın fanlarımızın Google'a, Takibana Production yazıp enter'a basmaları durumunda farkedecekleri

"Bunu mu demek istediniz?: tachibana production"

gibi aşağılayıcı, başarılarımızı imha etmeye yönelik hain plan karşısında, ekibin aday aday üyeliği hakkındaki tartışmaları süren coshua yine hiç bir açıklama yapmazken South Carolina asfaltlarının tozunu yeni alıp, ayağının tozuyla bu dehşet verici haberle karşılaşan kaso yine;Kalın
"Devlet; devlet, sadece ve sadece önümüzü tıkıyor!"


açıklamasında bulundu.

12 Eylül 2009 Cumartesi

CS ile JB arasında şok benzerlik!


izmir- Takibana production'ın
çiçeği burnunda şair-eleştirmeni
CS'nin uzak diyarlara yol
almış ve hasretinden prangalar eskiten
senarist kaso'ya dair çok ama çok uzun
mektubunun ve resminin bloga eklenmesinden hemen sonra blog takipçi akınına uğradı, telefonlar kilitlendi, kasaba çalkalandı, olay oldu!

CS'nin yüzüyle yeni tanışan takibananın uslanmaz, arlanmaz, savrulmaz, vurdumduymaz fanları bir anda Jacques Brel'le karşı karşıya gelmiş kadar heyecanlandıklarını ifade ederken iki karakterin birleşiminin dünyayı nasıl etkileyeceği konusunda tartışmaya bile başladılar. bu konuda ikiye ayrılan fanlardan bir grup bu birleşimin dünyayı sanatla kucaklayacağını ve CS'nin yüreğinin sesinin JB'nin heyecanlı ve coşkun sesiyle birleşip sanatın gitgide sönen çığlığını tekrar alevlendireceğini savunurken, bir diğer grup değil dünyada; ankara-yüksel caddesi'nde bile hayatın doğal akışında devam edeceğini iddia ettiler...

Durumdan haberdar olduğu anda CS'yi arayan ve sonunda ankara'da geçici bir süreliğine kaldığı (zaten CS'ye ait olan) evin salonunda bulan Gaso, CS'ye olanların ne anlama geldiğini sorduğunda sadece

"kattu3a değil; üstüpü dostum"

cevabıyla karşılaştı. aldığı cevapla şoka giren gaso, haso'nun uğraşları ve kaso'nun tesellisiyle kendine gelmeye çalışıyor.
CS'nin en kısa zamanda bir açıklama yapması bekleniyor...

11 Eylül 2009 Cuma

Özgürlük üzerine kısa bir film...


Takibana Production ve Warner Bros ortak yapımı olan, çekimleri ABD ve Türkiye' de gerçekleştirilmesi planlanan " Özgürlük üzerine kısa bir film " in en erken 2010 Ocak ayında vizyona gireceği açıklandı. Film eleştirmenlerce 2010 oscarlarının en iddalı yapımları arasında gösteriliyordu...

Bu gelişmenin ardından Akedeminin filmi aday gösterip göstermeyeceği merakla bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamalar yapan Takibana amerika temsilcisi kaso "oscarlara aday olmayı açıkçası pek umursamıyoruz.. fakat 3-5 festivalden ödül almak fena da olmaz hani..." şeklinde ilginç açıklamalarda bulundu.

CASO' DAN TAKİBANA ÖYKÜSÜ...

aslında sen gittiğin zaman, "türkiye bir bohem'den daha kurtuldu" edasıyla, toplumcu gerçekçi kardeşim ferdi, optimist kararsız gökmen, liberal pragmatist m.zan, yaratıcı entellektüel haseyn ve cümle "türkiye halkı" olarak, topluca sevinmedik değildi. artık seninle boğazına kadar hamburger ve ketçap ve kola ve obez amerikan ahalisi uğraşacaktı. bize neydi...

10 Eylül 2009 Perşembe

Onurun onurumdur...

Sevgili canim kardesim Haso...
Herseyden once, C.S. dostun dun yazdigi destansu mektupta, akillara durgunluk veren nokta atisi etkisi yaratan bir basariyla yeniden tanimladigi uzere "OPTIMIST KARARSIZ" Gaso kardesimizle ilgili sitemlerine birebir katiliyorum! Hepsi oylesine keskin gercekler ki; seni bu kavrayici yorumlayiciligin ve carpici insan sarrafligindan dolayi tebrik ediyorum...Ve fekat;
Bana gelince...ben su anda. tam su anda, bu satirlari tum duygu dunyami onune serip yazarken cirilciplak, katiksiz, bir taze begonya yapragi gibi; evet tam su histerik, su extremely humanist anda; ne yapiyorum; bunu hic dusundun mu Haso?...Bunun icin kendini sorguladin mi, bunun icin uzaklara dalip gozlerinin kiyisina iki bilyeyi kaldirip hayallere daldin mi, benim ne yaptigima dair bir kez olsun simdi icin Haso, siir yazasin tuttu mu gecenin kor noktasinda?
Ben su uhrevi, su transandental anda ne yapiyorum biliyor musun Haso...Corn Flex yiyorum; bademli misir gevregi, del mointe muz dilimleri ve bal ve sutun egzotik bilesimiyle kasede karistirdigim corn flex imi yiyorum, evet...

takibana production fanlarına, sitemle...


uzun bir aradan sonra yeniden, adeta yıllanmış bir marangozun sürgünde geçmiş zamanı devirerek zımparayı tekrar eline almasının heyecanına benzemese de, büyük bir özlem ve şehvetle
blogumuzun başındayım... (marangoz neden sürgüne gider_? bilemem, düşünün bir...)

yokluğumda sayısı belirsiz (4, bilemedin 3) takibana fanının "nerelerde bu adam_? zaten çiçeği burnundayken bu işte, nerelere kaybolur_? başına bir iş mi geldi acep_?" dediğini duyar gibi olmak istedim defalarca... lakin arasıra kaçamak yapıp da internete girdiğimde adeta bir yabancı gibi, uzun zaman önce kararlı puntolarla yazılmış son haberden ve kaso-taso ikilisinin mülteci görünümlü resminden başka bir şey göremedim özveriyle hazırlanmış, tecrübeyle mayalanmış ve aşkla şerbetlenmiş blogumuzda... herkesi ve herşeyi geçtim.. gelişimle heyecan fırtınasına, duygu seline kapıldığını her an tekrarlayan, çılgın adam, deli mavi gaso'nun bile kılını kıpırdatmamış olması gözümde yaş, kalbimde sızı ile bakmama sebep oldu yalnızlıktan pas tutmuş, resimleri körelmiş, yazıları silikleşmiş bloga...

fakat; zaman sessiz kalma ve sessizliğe sessizlikle yanıt verme zamanı olmadığından, sayısı belirsiz (artık 3 bilemedin 2) takibana fanına bir sözüm olduğundan, kendimce konuşabileceğim tek platform belki de bu blog olduğundan, haso (ya da has2o) olduğumdan ve kim ne derse desin tam bir takibana olduğumdan, takibana aşkı ve inancı adına devam edeceğim dostlarım, takibana düşü adına devam edeceğim...
sağ üst köşede görüyor olduğunuz resim terkedilmiş blogumuzu gördüğüm anda oha haber ajansı tarafından çekilmiş olup, sitemimi anlatma amaçlı eklenmiştir... artık tanınamayacak hale gelmiş olsam da; viva takibana!!!

çığlığıma yanıt bulmak adına hepinizi selamlıyorum...
son olarak her zaman dediğim gibi: "kattu3a değil; üstüpü..."

31 Ağustos 2009 Pazartesi

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Takibana Fon Müziği...

işte hızmettt... Teşekkürler Yann Tiersenn...

16 Ağustos 2009 Pazar

Takibana Production'da "tenzil-i rütbe" şoku!!!

küçükdalyan(gg)- Takibana production'da şok gelişme! son alınan bilgilere göre 14 ağustos cuma günü Türkiye saatiyle 15:36 sularında gökmen fr ani bir kararla yönetici yetkisine sahip kaso'yu, tenzil-i rütbe uygulayarak yazar konumuna getirdi. amerika'da bulunan kaso'ya haberin en kısa zamanda ulaşacağını ve mesajın yerini bulacağını ifade eden gaso sözlerine şöyle devam etti:"kararım dünya basınında bomba etkisi yaratmış olabilir, ancak zaten uzun süredir ekibin bloğunda yutan elemanı oynayan ve amerika'da kendini kedilere adayan kaso'ya bunu yapmayı uzun süredir düşünüyordum. döviz ve dünya borsasının bu şekilde etkileneceğini bilseydim önce yumuşak bir açıklama yapardım elbette. herkes duysun ve bilsin ki yönetim kurulundan alınan kaso'nun yeri, artık blog üzerinde sınırsız yetkisi bulunan haso'ya verilmiştir.. kamuoyuna duyurulur..son olarak kaso ve taso akıllı olsunlar!!"yaşanan bu şok gelişmeye tepkisi merakla beklenen haso kameralar karşısında tek bir cümle söylemekle yetindi:"ne bloglar yönettim, aslında yoktular..."yönetim kurulundan atılan kaso'nun önümüzdeki günlerde bir açıklama yapması bekleniyor...
Alınan son bilgilere göre gaso'nun şok kararını duyan kaso; gaso ile sıcak görüşmeler içerisine girdi. (sağ üst kare)
Bu arada yine son gelişmelerden haberdar olan takibana production'un çaylağı coshua soluğu anında haso'nun yanında (güzelburç) aldı. Yalakavari tavırlardan kaçınmayan coshua şunları söyledi: "yerinde bir karar, gerisini babamıza bırakıyorum!"(yan kare)
coshua'nın bu yalakavari davranışları karşısında ne yapacağını şaşıran takibana pro. üst düzey blog yöneticisi haso sözlerine şöyle devam etti:
" her zaman dedim ve yine diyorum; kattu3a değil üstüpü!" (yine yan kare)
ekibin yeni kararları merakla bekleniyor...

13 Ağustos 2009 Perşembe

LEGEND of EDRİYIN

13 Mayıs 2009 Çarşamba

27 Nisan 2009 Pazartesi

Yeni Filmin Kadrosu Şekilleniyor...



natalie portman ve sean penn
Takibana oyuncularıyla birlikte Edriyın serisinin yeni filminde yer alacak yeni isimler belli oldu. Fakat Edriyın rolünü kimin alacağı henüz belli değil.

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..