6 Ekim 2010 Çarşamba

Tecavüz...


Evet... Umarım reklam tanıdık gelmiştir. Marka ismi vermek gereksiz çünkü.. Ama günlerdir bu reklam o kadar çok karşıma çıkıyor ki, he görüşümde 10 kere görmüş gibi etkisinde kalıyorum.. Arabanın büyüklüğü, motor gücü, şanzımanı veya rot-balans ayarıyla ilgisi yok bu etkinin.. önemli olan özenle seçilmiş ve bir o kadar gereksiz, saçma cümleleri..
Reklamı özetlemem gerekirse; resmin sağında gördüğünüz arkadaş, arabaya hayran hayran bakmaktadır.. soldaki satış temsilcisi ise enteresan cümlelerle adamın aradayı alma nedenlerini irdelemektedir/tahmin etmektedir... "çok geniş bir aileniz var", "iki küçük yeğeniniz var ve her yaz tüm oyuncaklarıyla yanınıza geliyorlar", ve en can alıcı cümle, "siz bir dalgıçsınız, ve oksijen tüplerinizi koyabilmek için büyük bir bagaja ihtiycınız var!!"... işte yaratıcılıkta son nokta. yani işin anlamadığım kısmı, neden bu kadar teferruatlı düşündüğü.. ve daha da ilginç yanı bu 3 tahminden sonra satış temsilcisinin, "sizin gerçekten bu arabaya ihtiyacınız var mı_?" diye sorması.. Yani sanki bu üc ihtimalden başkası olamaz, sanki adam ya dalgıç ya da dayı olabilirmiş gibi, sanki adam bu arabayı başka herhangi bir şey için kullanamazmış gibi... neyse, reklamın mantık hatalarıyla boğmak istemiyorum yazıyı.. anlatmak istediğim başka şeyler var.. ve bu da zaten reklamın devamında ortaya çıkıyor..
Çünkü satış temsilcisinin son sorusuna adamın cevabı: "hayır, ama istiyorum!"..Yani "hayır ihtiyacım yok ama istiyorum" diye bir cevap.. Nasıl bir aklın, ekonominin, yaşam standardının ürünüdür bu cümle.. "bazı şeylere ihtiyacınız olmasına gerek yok, istemeniz yeter!" şeklinde bir slogan, nasıl bir kitleye hitap etmektedir_? Kapitalizm bu kadar acımasız oldu mu ki bu ülkede? Televizyon başındaki herkes bu reklamı izlerken, sadece "küçük" bir kesim "evet, istemem yeter" diye düşünebiliyor.. İhtiyacım olmayan bir şeyi sadece istediğim için istemek, bugün koşullarında pek de reddedilemez bir ayrıcalık.. Ama asıl konuj o değil, asıl konu bu kadar açık yapmayın bu işi, kapitalizmi sinsi sinsi yaşatın bize, korkutmadan, dikkat çekmeden, alttan alta yedirerek, yıllardır böyle yedik çünkü tüm numaraları.. E biz yemeye devam ederken bu kadar "çıplak" yapmanın ne anlamı var..
Tabii konu reklamdan açılmışken, son günlerde ekranın Robin WOOD'u , AGAOGLU'ndan bahsetmemek olmaz.. "bu memlekette yaşayan herkes havuzlu, ferah, bahçeli bir evde yaşamayı hak ediyor" diye bağıran AGAOGLi, çok değil daha bir yıl önce, "1970li yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına malzemeyi ben sattım, Kumları marmara denizinden, demirleri hurdadan çektik, herkes aynı şeyi yapıyord, deprem olursa istanbul'a ordu bile giremez!"(fırat budacı-uykusuz) demişti... Bu olaydan yapmamız gereken çıkarsama nedir_? Medyanı ilgi odağı olan, programlarda, diziler veya haber bültenlerinde sıksık karşımıza çıkan, bize dayatılan söz konusu reklamdaki adamı yılların çok değiştirdiği mi_? Yoksa bir görüntü ancak bu kadar "insan" olabilir mi_? reklamın sonunda omuz omuza ve porselen dişleri kamaşır halde gülümseyen bu adamı gören, ağzı dişsiz, paçavralar içindeki herhangi "biri" adamla gurur duyuyor, ona hak veriyor ve adamın çok samimi olduğunu haykırıyor(birebir yaşadığım bir olaydır)...
Daha da bir şey eklemek istemiyorum bunların üzerine, eğer bu iki örneği "gördüyseniz", zaten ne kadar vahim bir durumdan bahsettiğimi anlamışsınızdır.. Artık alttan alta yapılmıyor hiç bir şey, yani gözümüzü dört açmamıza gerek yok dönen dolapları görmemiz için, eskidendi o günler, eskidendi hissettirmeden ve aşkla ırza geçişler.. Artık tecavüz her yöntem.. Boşa denmemiş, zevk almasını bileceksin diye... her yöntem tecavüzse, isteyin yeter, zevk almasını" bilene...
haseyn...

Hiç yorum yok:

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..