9 Mart 2010 Salı

'Başka Semtin Çocukları' üzerine...

Başka Semtin Çocukları anlatmak istediğini anlatamayan, düğümlerin yanlış yerlerde atıldığı, 'ucuz' bir film. Film süresince yanlış zamanlarda atılan düğümler filmin yanlış algılanmasına yol açıyor ve filmi temadan uzaklaştırıyor. Oyunculukların çoğunun kötü olması, text'ii zorla okurmuş gibi okumaları gerçeklikten uzak sahneler izlememize sebep oluyor ve bu yüzden filmin -olması gereken- bağlayıcı özellikleri ortadan kalkıyor. Sekanslar arası geçişlerde yapılan hatalar (montaj hataları da olsa) izleyicinin filmden kopmasına yol açıyor(başrol erkek oyuncunun yere bakarken, diğer sekansa geçişte göyüzüne bakması gibi). Irk, mezhep ayrımcılığına bolca gönderme yapan film, tüm film borunca tek bir oyuncuyu bile farklı bir şivede konuşturma gereği duymayıp, gerçeklikten ve inandırıcılıktan uzaklaşıyor. Yani aslında filmin ne anlatmak istediğini zor da olsa anlıyoruz ama bunu, ibretle izlenmesi (ya da verilmesi) gereken sahneleri kafamızda canlandırarak ve yorumlayarak ancak yapabiliyoruz. Evet izleyicinin de bir çaba sarfetmesi gerekir elbet. Ama bu kadarı da bir kitabı okumaktan farklı olmuyor ve filmden beklediğimiz haz çileye dönüşüyor.


Filmin sonuna yakın 'dövüş' sahnesi fazlasıyla kolpa, gerçek dışı ve -olması istenenin aksine- hiçbir nefret,etkileyicilik ya da hayranlık oluşturmuyor. Çarpıcı olması istenen final ise, birçok düğümü çözülmeden bırakıp filmin temadan uzaklaşmasına yol açıyor. Yani aslında gereksiz, sadece "çarpıcı olması istenen" bir final... Özellikle hiç gereği yokken, gereğinden fazla üstüne giidilen 'kerim' ve 'canan' karakterleri finalde de askıda kalıyor, neden bu kadar üzerine gidildiğine anlam veremiyoruz. Filmle ilgili tek olumlu yan ise keskin geçişlerin ve flashback'lerin etkili olması. Başrol erkek oyuncunun savaş sahnelerine dönüşü, yağmur sahnesi (postal sahnesi yetersiz olsa da) biraz da olsa heyecanlandırıyor bizi.. Sonuç olarak Başka Semtin Çocukları başarısız bir film, dertli ama gösterişten uzak kalamamış etkisiz bir film. Kısacası yönetmenin patates kızartayım derken yahnide karar kılması ve patates püresi yemesi gibi bir şey...
Bu eleştiriyi neden yazma gereği duydum_? Çünkü şu ana kadar "mutlaka izle" lafını defalarca duyduktan sonra filmle ilgili beklentileriniz had safhaya çıkıyor ve sonuç hüsran olunca bunu dışavurma gereği duyuyorsunuz...
Ama elbette ki emeğe saygıdır, izlenmesi gerekir...

haseyn...

Hiç yorum yok:

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..