28 Aralık 2009 Pazartesi

İKTİSAT BİLİMİ ÜZERİNE-1

Değerli dostlar; bu yazımda izninizle bir iktisat bölümü öğrencisi olarak, iktisat biliminin içinde bulunduğu çıkmazdan ve iktisat öğrencilerinin bu çıkmazda nasıl boğulduklarından bahsetmek istiyorum.

Çoğunuzun bildiği üzere iktisat bilimi sosyal bilimlerin kraliçesi olarak addedilir. Sahip olduğu kapsam zenginliğinden dolayı kişiye entelektüel bakış açısı ve düşünce derinliği kazandırır. Fakat bugün üniversitelerde gördüğümüz iktisat eğitimi, piyasacılık anlayışı yüzünden neoklasik iktisadi öğretinin içine hapsedilmiş ve gerçek hüviyetinden uzaklaştırılmış durumdadır. İktisat, özünden yani tarih ve felsefeden uzaklaştırılıp, matematik, finans ve muhasebe üçgenine sıkıştırılmış haldedir. böyle bir iktisat bilimi bırakın sosyal bilimlerin kraliçesi olmayı bilim olmaktan dahi uzaktır.

Biz iktisat öğrencileri derste bize anlatılan neoklasik iktisadi öğretiyi öğrenmeye çalışırken yaşadığımız iktisadi dünyayla gerekli bağı kuramadığımız için önce kendimize sonra da topluma yabancılaşmaktayız. Toplumsal koşullardan ve ülke gerçeklerinden uzak bir iktisat bilimi günümüzün iktisadi sıkıntılarına çare bulacak sosyal bilimcilerin yetişmesini de engellemektedir. Takdir edersiniz ki bu anlayışla iktisatçı değil piyasa için köpek yetiştirilmektedir

İktisadi düşünceyi incelediğimiz zaman, bazı düşünürlerin insanı sosyal bir varlık olarak ele aldığını, kimi düşünürlerin ise insanı sadece bireysel bir varlık olarak ele aldığını görüyoruz. Bu her iki anlayışta iktisat bilimi için önemli ama biz iktisat öğrencilerinin bugün aldığı eğitim sonucunda insanın sosyal bir varlık olduğu anlayışı tamamen bir kenara itilmektedir.

İktisat biliminin bugünkü önemli saçmalıklarından biri de homo economicustur. Homo economicus bizlere öğretildiği şekilde sürekli olarak mantıklı, rasyonel hareket eden, bunun sonucunda da kendi çıkarlarını ön plana alan ve bu doğrultuda davranan bir insan tipidir. Homo economicus varsayımının iktisat öğrencileri üzerinde iki çeşit etkisi oluyor. eğer öğrenci kendisi hakkında düşünen ve kendi kendisiyle yüzleşme cesaretini gösterebilen bir öğrenciyse homo economicusun gerçeklikten kopuk olduğunu ve dolayısıyla geleneksel iktisadın gerçeklikten kopuk olduğunu algılamaya başlıyor ve kendisine iktisat diye sunulan öğretiye yabancılaşıyor. İkinci durumda eğer öğrenci o zamana kadar kendisi hakkında fazla düşünmemiş, kendi kendisiyle yüzleşememişse kendi davranışını homo economicusa benzetmeye çalışıyor. Bu da o zamana kadar kendisiyle yüzleşememiş olan öğrencinin kendine tamamen yabancılaşmasına neden oluyor.

Sıkça dile getirilen sıkıntılardan birisi de iktisatla matematik arasındaki ilişkidir. Burada eleştirilen iktisatta matematiksel yöntemlerin kullanılması değil, matematiğin bir amaca dönüşmesi, iktisadın matematiğin içinde kaybolmasıdır. İzninizle burada bir parantez açmak istiyorum. Yaşadığımız küresel kriz (2008 krizi) iktisatçıların içinde bulunduğu durumu bize tüm açıklığıyla gösterdi. Farklı iktisadi öğretilerden uzak farkındalıklardan uzak olan iktisatçılar krizi öngöremedikleri için ağır eleştirilere maruz kaldılar. İktisatçıların krizi öngörememeleri çok doğaldı çünkü matematiksel modeller içinde sıkışıp kalmışlardı. İktisatçıların krizi öngörebilmeleri için, sistem içerisindeki aksaklıkları farkedebilmeleri için donanımlarının farklı iktisadi anlayışlar açısından son derece iyi olması gerekir. İçinde bulunduğumuz sisteme dışardan bakamadığımız sürece sistemin zaafiyetlerini farkedemeyiz. Oysa günümüz iktisatçıları bu profilden çok uzaklar.

Son olarak saptadığım sorun alanı iktisadi felsefe eksikliğidir. Çalıştığımız bilim alanı ne olursa olsun önce onun ardında yatan felsefenin öğrenilmesi gerekir. Aldığımız iktisat eğitiminde 3. sınıfa gelene kadar iktisadi düşünce tarihinden uzak kalıyoruz. 3 veya 4. sınıfta da iktisadi düşünce tarihi dersi veriliyor ama bu ders sanki iktisattan kopuk ezbere dayalı bir ders gibi algılanıyor. Bu çok ciddi bir sorun. İktisat öğrencilerin farkındalığını arttırmak için en azından 1. sınıfta farklı iktisat okullarının karşılaştırldığı bir iktisadi düşünce tarihi dersi koymakta fayda var. Çünkü böyle bir durumda öğrenci neoklasik iktisatla yoğrulmadan önce iktisat biliminin ne olduğunun farkına varacaktır. iktisadi düşüncenin gelişimi konusunda yeterli bilgi sahibi olunmadan iktisat bilimi mümkün olamaz.

Değerli dostlar; bir sonraki yazımda iktisat biliminin içinde bulunduğu duruma karşı yapılabileceklerden ve gerek dünyada gerekse Türkiye' de yapılmak istenenlerden bahsetmeye çalışacağım. Tekrar görüşmek dileğiyle...



m.zan...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Amiable fill someone in on and this mail helped me alot in my college assignement. Gratefulness you for your information.

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..