3 Şubat 2010 Çarşamba

İnsan Kardeşim

Sen hayata gözlerini yeni açmış şaşkın bakınırken etrafına, kulağına ismini fısıldadılar insan kardeşim. Benimse fısıldayacak başka cümlelerim vardı. Bu göndereni belli olsa da, alıcısı olmayan mektubun muhatabı sensin bir karış boyunla.

Sana tertemiz bir dünya sunulmayacak kardeşim, gel birbirimize dürüst olalım. Romantik cümlelerle gelişini kutlamaktansa geldiğin yerde seni bekleyenlerden bahsedelim. Kirli dünyamızın kirlenmiş insanlığından mesela... Nitekim en çok onlar üzecek seni, en çok onları anlamaya çalışacaksın.

İnsanlar tanıyacaksın benim güzel kardeşim, seveceksin onları, sıfatlar takacaksın. Dost diyeceksin, sevgili diyeceksin, canım diyeceksin. Öyle anlamlar yükleyeceksin ki onlara, en ufacık ayıbı yakıştıramayacaksın. İnanamayacaksın seni üzebileceklerine. Ya benimdir yanlış anlayan, ya da böyle şeyler hiç olmadı ben rüya gördüm diyeceksin. Hep inkâr edeceksin olanları, her şeyin bir açıklaması olmalı diyeceksin. Ama sonra öyle kırılacak ki kalbin, sen bile aklayamayacaksın onları zihninde. Onlar için en özenli kelimeleri bir araya getirerek kurduğun bütün cümleler birer yaraya dönüşecek ruhunda. Sen de yaşayacaksın bunları tıpkı senden öncekiler gibi. Kaçarı yok, el mahkûm…

Çok haşmetli yalanlara inandıracaksın kendini benim canım kardeşim. Öyle de aşkla inanacaksın ki o yalanlara… Çünkü o kadar güzel yalanlar ki onlar, sen de inanacaksın tıpkı senden önceki herkesin yaptığı gibi. Anlayamayacaksın kendini kandırdığını ya da kandırıldığını. Sonra bir gün uyandıracaklar o güzel hülyalardan seni. Meğer hepsi kendimi inandırdığım yalanlarımmış diyeceksin. Üzüleceksin kardeşim tıpkı hepimiz gibi.

Kendince anlamlar yüklediğin kelimelerin, kutsalların olacak senin de benim güzel kardeşim. Öyle inançla korumaya çalışacaksın ki onları, o kadar güçlü hissedeceksin ki kendini, hiç kimse yanına bile yaklaşamayacak kutsallarının sanacaksın. Ama elleri senin kutsallarına da yetişecek, sen de ağlayacaksın.

Kalbin kırılacak kardeşim ama senin de kırdığın kalpler olacak. İsteyerek ya da istemeyerek, farkında ya da değil sen de üzeceksin onları. Bazen göreceksin yaptığının vahametini, af dileyeceksin, gönül alacaksın. Bazen ise farkında bile olmayacaksın ezdiğin çiçeklerin.

Yanlış anlayacak, yanlış anlaşılacaksın canım kardeşim. Aynı kelimeleri kullanırken nasıl olur da bu kadar farklı şeylerden bahsediyor olabiliriz diyeceksin. Kendini anlatmak için çabalarken, sen ne söylersen söyle karşındakinin anlayabileceğinden fazlasını anlatamayacağını göreceksin. Çaresiz hissedeceksin belki kendini.

Hayatı sorgulayacaksın benim güzel kardeşim. Acıyı tanıyacaksın. Sadece kendi acını değil, etrafındakilerin ve tüm insanlığın acılarını. Devam etmek için sebeplerin tükenecek belki bazen. Tutunacak dal bulamayacaksın. Neyin uğruna diye soracaksın, neden diyeceksin.

İçindeki çocuk yanını, saf kalmış parçanı kirletecekler kardeşim, farkına bile varmayacaksın. Öyle bir an gelecek ki kendini bile tanıyamayacaksın.

Seni kirletmelerine izin verme benim güzel kardeşim. Sen koru kutsallarını. Öyle insanlar çıksın ki karşına aynı kelimelerle aynı şeyleri anlatabilsinler seninle. Öyle şeylere inan ki hiçbir güç yalan çıkaramasın onları. Sen büyürken çirkinleşen dünyaya uyup kirlenme benim canım kardeşim, bilakis seninle temizlensin dünya. Sen umut ol kardeşim, sen inandır bizi güzel günlere.

latife...

Hiç yorum yok:

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..