23 Ocak 2010 Cumartesi

Hollywood'da Bir Ogle Vakti -1 :




Degerli Takibana okurlari,

Bu yaziya bir on giris yazma geregi duyuyorum, lakin bu yazidan hemen once yayinlanan yazilardan biri tore kurbanlari digeri ise Haiti depremi ile ilgili. Ama biz Amerika gibi dunyanin en super otesi ulkesinde yasadigimiz icin burda oyle tore, deprem falan yok. Bizim tuzumuz cok kuru, ooohh kapitalizmin sefkatli ve yumusacik kucaginda bir o yana bir bu yana done done yatiyoz surekli. O yuzden de onceki konularla alakasiz, ancak Amerika'da yasanabilecek, gercek bir olayi anlatmak istiyorum;

Kamoyunda buyuk yanki uyandirdigi uzere Kaso akademik hayata Sosyoloji bolumunden gelen yogun israrlari geri ceviremeyerek adim atti. Bu olayin daha yankisi sonmemisti ki ev telefonu aci aci caldi, Kaso kendisine verilen anahtarlari saymakla mesgul oldugu icin (bolum binasina, ofisine vb girmesi icin toplam 4 adet anahtar verilmisti) mecburen telefonu ben cevapladim, karsidaki hollywood aksanli genc kadin 15 dakika sonra ozel ucagin arka bahcemize inecegini soyluyordu. Kulaklarima inanamadim, kimi aradiklarini sordum Takibana ABD temsilcisi ile toplantilari oldugunu soyledi, evet dedim o benim! Iste o anda macera basliyordu, 15 dakikada tayyorumu ve ici kismi diferensiyel denklemler notlari dolu evrak cantami aldigim gibi arka bahcede hazirdim, ah tabiki bir de gunes gozluklerim...
Kaso hala anahtarlari saydigi icin hicbir sey farketmedi bile, sadece Marty'e astalavista bebek dedim ve ciktim.15 dakika once Takibana ABD temsilciligine sessiz bir feminist darbe yapmis kendimi yetkili olarak atamistim bile, ah tanrim ben neler yapiyordum boyle. Futursuzca atildigim bu macera bakalim beni nerelere surukleyecekti...
Daha ismarladigim portakal suyundan iki yudum almadan Los Angeles'e varmistik bile. Yere serdikleri kirmizi hali beni dogruca toplanti salonuna goturdu, herkes hazir beni bekliyor, hemen ise koyulduk. Teklif ana hatlariyle suydu: Akademi odullerinde (halk arasinda Oscar odulleri diye bilinir) Takibana ozel odulu adiyle yeni bir odul eklemek istediklerini soylediler, ben tabiki ici dolarla dolu, ama dopdolu cantayi elimin tersiyle masadan asagi attigim gibi "Takibana kapitalist duzenin bir parcasi olmayacaktir" diyip kalktim toplantiyi terkettim. Ama daha kapiyi kapatmadan "ben nasil donecegim simdi, bari 300-500 bi donus bileti parasi kapsaydim" diye dusunmeye baslamistim bile, ustelik ders notlarim da odada kalmisti. Kapinin onunde Ilyas Salman edasiyla comelmis, simdik napiciim diye dusunurken omuzumda sicak, babacan bir dost eli hissettim, "Oooo sen buralara gelirmiydin ya, hangi dagda kurt oldu" o ses, Marlon Baba yani basimdaydi. Durumu anlattim, hallederiz dedi. Hal hatir sorduktan sonra sesi birden huzne gomulup "O nasil?" dedi, Gaso dan bahsettigini hemen anlamistim. Bu kez benim elim onun omuzunda, sessizce dinledim, gerci salya sumuk aglarken agzinda gevelediklerinden bisey anlamadim ya. Vallaha zor kurtuldum elinden, yaslanmis iyice tuhaflasmis bu Marlon, "Surda bizim bi arkadasa sozum var bi cayini icerim demistim" diye laf arasina girip kacar adimlarla ordan hemen uzaklastim. Bide baktim kizlar toplanmis suslenmis puslenmis, cocuklari da almislar dolmus yol kenarinda bekliyorlar. Beni gorur gormez bi cigliklar bi efendim sevinc naralari, hep beraber Angelina'ya altin gunune gidiyorlarmis. Yol kenarinda hep beraber ne bekliyorsunuz deyince, Salma beni cevapladi, Ankara agiziyla dolmus, Istanbul agiziyla minibus bekliyoruz. Valla Hollywoodun ic yuzunu gormek diye buna denir, anlatsam kimse inanmaz dedim. Ne var ayol, diye atladi hemen Scarlet, biz insan degilmiyiz. Dolmus geldi, soforun cocuklari kucaginiz alin diye cikismalari ve Los Angeles ta cazgirligiyla bilinen Julia' nin soforun agzinin payini vermleri arasinda Angelia'nin evine vardik. Herkesin normalden bayaa fazlaca yalakaliga varan tavirlari dikkatimi cekmiyor degildi. Bir ara gun fikrini nerden ogrendiniz diye sordum, her zaman ki gibi Scarlet atladi, meger henuz Takibana-nin sayfasinda yayinlanmamis nokta zan arkadasimzin "iktisat uzerine-2" adli makalesinde bu konu ele aliniyor, ekonomideki yeri ve dunyada esitligi saglayacak yegane yol oldugundan bahsediliyormus. Krizi boyle atlatiklarini soylediler. Vallaha agizim acik kaldi, bizim nokta neymis meger, Hollywood ekonomisine yon veren adam da tabiki Takibana'dan cikardi. Gurur duydum sayin okuyucular...
Bir yandan kisir, pasta, borek yiyip birbirimizin kilolarindan bahsederken hepsi benim "uber alles" oldugum konusunda birlesiyorlardi. Hepsi orgusunu cikarmis birbirinden ornek istiyor, yedikleri boreklere kusur buluyor sonra baska biseyi overek yapanin gonlunu aliyorlardi. Sonra nasil olduysa biri konuyu acti, "sizin adiniza bir odul vreceklermis, duydugumuza gore" deyince toplantida olanlari, nasil haykirip paralari yuzlerine firlattigimi 1e en fazla 3 katarak anlattim. Son cumlemi bitirince, Angelina'nin saskinliktan acik kalmis kocaman agzindan bir akan tukuruge tutunmaya calisirken dusen az cignenmis sigara boregi parcasina gozum takildi. Ve tabiki 2 dakika sonra kendimi kapinin onunde buldum! Neyse en azindan karnimi doyurmustum.
Yine basladim yurumeye, kaldirima dogru bir ozel jet yanasti, yoksa organ mafyasina kurban mi olacagim derken, icinden beni evden alan adam elinde benim evrak cantamla beni iceri buyur etti.
Yolda kararimiz ne olursa olsun bize saygi duyduklarini, ve ilerde daha iyi fikirlerle geleceklerini felan soyleyip binbir sirinlikle yine gonlumu aldilar...
Tamam dedim Takibana Hollywooda kusmedi...
Eve vardigimda Kaso elinde anahtarlar bir koseye sinmis, elinde yarim ekmek, gulumsuyordu, yoklugumu farketmemisti bile. Niye bu kadar sevinclisin dedim "benim 4 senin 3 anahtarin var, hahahaaa" dedi. Yuzundeki ifade dehset vericiydi. Urktum, bir asistanlik insani bu kadar degistirebilirdi, eski saf, temiz Kaso gitmis, anahtarlarin esiri olmus bir Gollum gelmisti...
Devam Edecek...

Hiç yorum yok:

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!

Takibana Production'da bana sonbahar yaprak dökümü!!!
clemson(qq)-meksika sınırından amerika'ya geçmeye çalışan kaso/taso ikilisi kameralarımızdan kaçamadı! yönetim kurulundan alındığından bihaber olan kaso'nun yorumu merak konusu..

3'ün 1'i; kola kapağı ve zavallı edriyın

3'ün 2'si;kurbağaların sevinme zamanı

3'ün 3'ü;baba, kedi ve edriyın'ın gölgesi..